Tag: michael

  • Lego Ideas, The Office

    Lego Ideas, The Office

    Lego Ideas, Lego kullanıcılarının yolladığı setlerin oylamaya sunulup, belirli bir oy limitini geçtiği takdirde seri üretime geçirildiği sistemin adı. 2011-2015 tarihleri arasında Lego Cuusoo olarak adlandırılmış bu girişimde tasarımcılar yarattıkları Lego setlerini diğer kullanıcıların beğenisine sunuyor ve 10 bin oy / beğeni barajını geçen tasarımlar üretilmek üzere değerlendirilmeye başlanıyor. Tasarımcılar, tasarımları üretildiği zaman bazı haklara sahip oluyor ve satılan ürün başına komisyon kazanma hakkına sahip oluyorlar.

    1164 parçadan oluşan The Office seti, 30 cm genişliğe sahip ve Michael’ın odasını ayrıca sergileme imkanı sunuyor. Sürgülü bir şekilde yapılan oda istenirse birleştirilerek tek parça şeklinde de sergilenebiliyor. Her ne kadar mutfak tarafı ve devamı olmasa da, Toby, Kelly gibi karakterlere de yer veriliyor. Ayrıca Oscar, Kevin ve Angela ile Meredith-Creed ikilisinin de bulunduğu alanlar sette yer almıyor; fakat bu karakterler de sette bulunuyor.

    World Best Boss kupası, Jim’in Pam’e hazırladığı romantik yılbaşı hediyesi, içi anılarla dolu çaydanlık, Dwight’ın jöle içerisine yerleştirilmiş zımbası gibi birbirinden güzel detayların bulunduğu set, yapım aşamasında her bir anıyı yeniden canlandırıyor. Üstelik Dwight’ın gizli silahları tıpkı dizide olduğu gibi her yerde…

    15 karakter ve aksesuarlarını içeren sette Andy yer almıyor. Lego, Twitter hesabında bunun nedeninin Andy’nin öfke yönetimi programında olmasını gerekçe göstermiş.

    2099 liraya satışa çıkan setin stokları çok hızlı tükendiği için al satçı birisinden biraz daha yüksek bir tutara satın almak durumunda kaldım. On ayrı poşetle ayrıştırılmış parçalar, yaklaşık yarım gün süren bir eforla birleştiriliyor ve bu muhteşem set ortaya çıkıyor.

    Seti yapmaya Michael’ın odasından başlıyoruz. Devamında Pam’in masası ile Angela, Oscar, Kevin üçlüsünü ayıran duvar ve arkasındaki dolaplarla devam ediyoruz. Normalde Angela’nın kedisi için soldaki dolap gösterilmiş ancak ben bir şekilde çekmeceye sığdırdım. Bu arada Pam’in sandalyesi, diğerlerinin sandalyesinden biraz daha alçak kalıyor. Bu detayın atlanmaması benim çok hoşuma gitti.

    Pam’in köşesinin ardından Jim ve Dwight’ın masalarını yapıyoruz. Bu dakikalarda sürekli olarak Dwight’ın, Jim’i Michael’a şikayet etmek için bağırışları kulaklarımızda çınlanıyor. Tabii ki Jim’in Dwight taklidi de aklımıza geliyor.

    Sonrasında ise toplantı odası, Phyllis ile Stanley’in oturduğu bölümü tamamlıyoruz. Burada Ryan’ın da masası yer alıyor ve set tamamlanıyor. Michael ile toplantı odası arasındaki duvarda Andy’nin yumruğunu açtığı delik, Pam’in Office binasını çizdiği resim gibi detaylar bu aşamada dikkatleri çekiyor.

    Canlandırdığımız bazı sahnelere ait fotoğrafları aşağıya bırakıyorum. Eğer The Office evreni size hitap ediyorsa ve tekrar tekrar izlemekten asla sıkılmıyorsanız; bu seti sergileyebilecek bir yeriniz de varsa mutlaka almalısınız.

  • Schumacher

    Schumacher

    Bu yazı, bahsi geçen belgeselin üzerine yazıldığı için spoiler içermektedir.

    Çok daha öncesi için fikir sunamasam da 1990’ların ortasından sonra doğmuş çocukların küçük yaşlarda çizdiği arabaların çoğunun kırmızı olmasının nedeni Michael Schumacher diye düşünmekteyim. Hatta bu iddiamı genişletebilirim, eğer bugün araba dendiğinde aklınıza kırmızı renkte bir şeyler geliyorsa bunun en büyük nedeni Ferrari, belki de Schumacher’dir.

    Onun hakkında konuşabilecek neredeyse herkesle yapılan röportajları barındıran, spor tarihindeki belli başlı kritik anlara ait görüntüleri de içeren; fazlasıyla hüzünlü ve duygusal bir belgesel olmuş. İstatistik ve matematik ile boğmadan, daha çok Schumi’nin kendisine ve insan ilişkilerine odaklanıldığı için de ayrı mutluyum. Senna’nın kazasının gösterimi, Mick’in sonlara doğru yaptığı monolog… İnsanın gözlerini dolduran bu sahnelerde beni en çok parçalayan Mick’in konuşması oldu. Yaşadıklarını, deneyimlerini, herhangi bir Formula 1 konusunda babasıyla kurmak istediği o diyalogun içinde kalmış olma hissini ve çaresizliğini hissettim. Bu arafta kalmışlık korkunç olsa da eşinin, kızının ve oğlunun gücünü çok iyi gördüğümüzü düşünüyorum.

    Belgesel ile tek beklentim onun güncel durumu ile ilgili bir bilgi alabilmekti ancak buna dair bir şey olmaması biraz buruk hissettirdi. Ailesinin bu kararına saygı duymakla birlikte ufak bir fotoğraf, ses kaydı veya video görmek için fazlasıyla umutlanmıştım.

    Bugün ne Hamilton ne de Max, Schumacher’in hissettirdiği hislerin yanından bile geçemiyor. Bence bunun en temel nedeni sportif başarılardan ziyade karakter özelliklerinden geçiyor. Schumacher sütten çıkmış ak kaşık mı? Kesinlikle değil. Bu da ayrı bir yazı olabilecek konu…