Tag: istanbul

  • Yufka, Nişantaşı

    İsmi ve konsepti nedeniyle ilk gördüğümde mantıcı izlenimi uyandırmış olsa da kendileri mantı yapmıyor. Mantı yemeye odaklandığım için başka bir yere mi geçsek düşüncesiyle oyalanırken çalışanın önerisi ile cheeseburger yedik. Hamburger ekmeği yerine yufka kullanılan, değişik bir deneyim sunan Yufka; kesinlikle bir şansı hak ediyor.

  • Pizzeria Pera, Asmalımescit

    Pizzeria; İstiklâl’in koşturmacasından sıyrılan, İstanbul’daki favori mekanlarımdan birisi. Harika bir menüye sahip ve her biri birbirinden leziz. Kendinizi şarap ile ödüllendirebilir, müzik listelerinin tadını çıkarabilirsiniz. Hafta sonları ve özel günlerde rezervasyon alarak gitmek gerek. Zira kapısında o eşsiz kokuyu alıp yer bulamamanız çok üzücü olacaktır.

  • Mundo Novo, Galata

    Mundo Novo, kendi hazırladıkları ürünleri leziz kahveler ile sunuyor. Serdar-ı Ekrem’in hemen başında yer alan bu kafenin en sevdiğim özelliği kapısında otururken kuleyi izleyebilmek. Sokaktan uzak ve izole olmayan yerleri seviyorum. Bir yerlerde soluklanıp kahve içerken hayatına devam eden insanlar hakkında düşünmek ve onları gözlemek en sevdiğim aktivitelerden.

  • MOC, Osmanbey

    Hotel Lasagrada’nın hemen altında yer alan MOC, gerek manzarasıyla gerekse eşsiz kahvesiyle benim için her zaman ayrı bir yere sahip. Diğer şubelerindeki bazı lezzetlerden mahrum olması, tercih etmeye engel değil. Cam kenarından hayatın yetişilemez o hızlı akışını izlerken kahve içmek bir şeylerin farkına varmak için iyi bir fırsat olabiliyor.

  • Sedona Concept, Yeniköy

    Bisiklet satış ve kiralamanın ötesinde, bir şeyler içip yiyebileceğiniz; kahvelerini beğendiğim konsept ‘mağaza’dır. Lokasyonundan ötürü çok fazla zaman geçirdiğim için çalışanları ile belli bir samimiyeti yakaladım ve bunun için ayrıca mutluyum. Bisiklet kiralama imkânı sunması, yedek parça temini ve bakım hizmeti sunması da cabası. Kasanın yanında yer alan magnetler ise harikulâde!

  • Dreikopf Coffee, Karaköy

    Binaların köşelerinde yer alan kafeleri severim. Dreikopf, dört beş ay kadar önce açılmış, Karaköy’ün çiçeği burnunda kahvecilerinden birisi. Çalışanların, yeni olmanın da verdiği heyecanla güler yüzlü ve diyaloga açık olmaları kahvelerinin lezzetini katlıyor. Alınacak bir yolun olduğu aşikâr ancak potansiyelleri beni umutlandırıyor.