Üniversiteye Dair

Bu stresi yaşamamın üzerinden on sene geçmiş. Dünyanın en kritik tercihi ve en stresli dönemi o anı yaşayan için. Aklım başıma gelmiş sanıyorken aslında hiçbir şeyi fark edemediğim o dönem.

Eğitim sistemimiz henüz reşit bir bireyin kariyer planı yapmasına ve ne istediğini karar vermesine yardımcı olmaya tek bir katkı dâhi sunmuyor. Bunun zaten farkındayız. Biraz şanslı iseniz bunu yapabilecek alanlarda bulunuyorsunuz ama çoğunluk şans/kader/karma ile başbaşa. Elbette bir de eldeki puan.

Şimdilerde yaşadığım bazı pişmanlıklar ve iyi ki yapmışım dediğim şeyler ile ilgili söyleyeceklerim var. Hepsi kişisel tecrübe ve tavsiye olduğu için size uymayacak şeyler mutlaka olacaktır. Ayrıca kişiden kişiye fark edecek şeyler de olacaktır.

  1. Bence maddi ve manevi olarak buna imkânınız varsa derhal aile evinden uzaklaşın. Hatta şehir dışında okuyun. Aynı şehirde okuyacaksanız da yurttur okuldan arkadaşınızla eve çıkmaktır yapın bir şeyler. Demek istediğim şey hayata hazırlanma konusu. Bence çok daha erkenden başlamanız lazım bu işlere ancak ütünüzü, çamaşırınızı, yemeğinizi bir şekilde kendiniz halletmeli, kendi özel alanınızı oluşturup yönetiminin her alanında sorumluluk almalısınız. Yurtta kalmak veya eve çıkmak size öyle tecrübeler katacak ve tahammül seviyelerinizi öyle zorlayacak şeyler yaşatacak ki bence çelik gibi olacaksınız. Ailesiyle yaşayıp üniversite okuyanları görünce ne demek istediğimi anlayacaksınız ileride belki de. Bizde aileler çocuklarından kopmakta ve onların birey olduklarını kabullenme konusunda genel olarak problemliler. En azından kendi yakın ve uzak çevremde duyduklarım bunu düşünmeye itiyor. Burada ailenizden kopun hıyarın teki olun demiyorum elbette. 🥒
  2. Eğer gelecek hayaliniz diplomaya bağlı mesleklerden birisi değilse (avukatlık, doktorluk, vesaire) kötü bir üniversitede okumaktansa iyi bir üniversiteye gitmeyi hedeflemek bana daha sağlıklı gibi geliyor. Eğer belli başlı üniversitelere gitmeyecekseniz bölüm araştırması yapıp öyle ya da böyle bir üniversiteye gidebilirsiniz ve iyi kötü bir eğitim alabilirsiniz. Günün sonunda kırsalda okuduğunuz için kaçıracağınız fırsatları çok iyi düşünün derim. Bu hem iş dünyası için hem de sosyal, kültürel gelişim için oldukça önemli bir konu diye düşünüyorum. Ben doğma büyüme İstanbul’dayım. Üniversiteyi Sakarya’da okudum. Şimdi keşke İzmir, Eskişehir vs. bir şehre gidip daha aktif bir kampüs hayatı yaşasaydım ve okulumun tüm imkânlarını sömürürken bundan keyif alsaydım diyorum. Bir yere kadar ders de önemli ancak üniversitede yaşanacak geri kalan her şey en az dersler kadar önemli. İş hayatına başladıktan sonra bunun değerini daha iyi anlıyor insan. Üstelik beraber vakit geçireceğiniz insanların kalitesi de birden değişiyor ve bu size bambaşka bakış açıları kazandırıyor. Sakarya’da okurken fırsat bulduğum 24 saat ve üzeri her boşlukta İstanbul’a kaçıyordum. Kampüste yaşama ihtimalim olan birçok şeyi bu nedenle yaşayamadım belki de.
  3. Ben üniversite döneminde pek para kazanacak adım atmadım. İlla okuduğunuz bölümle ilgili olmasına gerek var mı, bence yok ancak o yaşlarda ufak ufak para kazanacak işler yapmak çok güzel tecrübeler kazandıracaktır diye düşünüyorum. Buna ihtiyacınız olsun, olmasın. Hele ki kendi alanınızda bunu yapabilirseniz çok daha iyi olacaktır. Bu insanın neyi sevip sevmediğini anlamada ve kariyerini planlamasında çok önemli diye düşünüyorum. Belki de tercih ettiğiniz bölümü sizin dışınızda bir nedenle tercih ettiğinizi fark edecek, bembeyaz bir sayfa açmak isteyeceksiniz. Bu işler hiç belli olmaz.
  4. Şu ana kadar dediklerim yeterince boomer hissettirmiyormuş gibi bir de şunu eklemek isterim, ders dışında kalan vaktinizi çok iyi değerlendirmeye çalışın. Sabah 7’de kalkın ve her saatiniz planlı olsun demiyorum, ki olabilir de ancak enstrüman öğrenmek, elden geldiğince seyahat etmek, deneyim kazanmak için oldukça fazla zaman var. Elbette ekonominin hâli belli ancak arkadaş grubu ile masraf bölüşerek iyi kötü bir şeyler yapmaya çabalamak ve bir kere bile olsun bunu yapabilmek bence çok önemli katkılar sunacaktır. İş hayatına atıldıktan sonra vakit konusunda o kadar sıkışık dönemler olacak ki kampüs ortamını ve o bol vakti arayacaksınız diye düşünüyorum. Dersten çıkıp okul kantininde sigara, çay içerek vakit öldürmek size hiçbir şey kazandırmayacak. Spora başlamadıysanız mutlaka başlayın ve bir rutin oluşturmaya çabalayın. Hazır vakit bolken sağlığınıza da yatırım yapmak hiç de fena bir fikir değil. Çoğunlukla böyle kültüre sahip ailelerimiz yok ve ekonomik nedenlerle kendimizi yaşıt Avrupalı ve Amerikalı insanlardan geride görüyoruz ancak bir adım da biz atmayı istemeliyiz. Yine biraz boomer gelecek ancak insan yapmak istedikten sonra gerçekten yapıyor. Bahane bulmak işin kolayı.
  5. Bu madde erkekler için. Eğer askere gitme durumunuz varsa ve bedelli yapabilecek ekonominiz de bulunuyorsa hazır bedelli askerlik artık kalıcı olarak varken okulun bitmesini beklemeden askerliği aradan çıkarmaya bakın derim. Tam olarak benim dönemimdeki gibi mi bilmiyorum ancak benim dönemimde ay seçme imkânı vardı, ben iş ile birlikte yüksek lisansı götürürken eğitim aksamasın diye haziran ayından başlayarak tercih yapmıştım ve haziran ayında askere gitmiştim. Bu seçenek hâlâ varsa bence okul yaz tatiline girdiğinde bütünleme sınavlarına kalmadıysanız yapın tercihinizi, askerliği aradan çıkarın. Okuldan mezun olduğunuzda önünüzde askerlik adımının olmaması mental olarak çok büyük bir rahatlık olacaktır. Üstelik sürekli artan bedelli askerlik ücretini de döneminizin en ucuz fiyatıyla yaparsınız. Sanıyorum hala 4000 euro karşılığı TL oluyor ve o şekilde olmaya devam edecek gibi görünüyor. 🫡
  6. Bu biraz teselli maddesi olacak ama gerçekten dünyanın sonu değil. Ne insanlar var, çok iyi üniversitelerin çok iyi bölümlerinden mezun olup bir baltaya sap olamamış. Ne insanlar var adını duymadığınız üniversitelerden çıkmasına rağmen kendisini öyle bir geliştirmiş ki çalıştığı yere havada kapılarak girmiş. Ben ilk sene kendimce kötü bir puan yaptığım için yeniden hazırlanma kararı almıştım ve şanslıyım ki ailem de bu kararı desteklemişti. Elbette maddi olarak bir yük olma hissi yaşıyordum ancak daha iyi yapabileceğimin farkındaydım. Yapabildim mi? Hayır. Daha kötü bir puan yaptım ve üniversite üçüncü sınıfa kadar her sene üniversite sınavlarına girerek kapıyı asla tam kapatmamaya çalıştım fakat olmadı. Mezuna kalmak, üzerine bir de ikinci sene üniversiteye girip hazırlık okumak müthiş bir zaman kaybı gibi hissettiriyor ancak ilk sene gireceğiniz sevmediğiniz bir bölümle geri kalan hayatınızı mutsuz geçirmek mi (n), yoksa (n-1) yıl mutlu bir mesleği icra etmek mi?

Şimdilik aklıma gelenler bu şekilde. Bütün maddeleri yazarken o zamanki büyüklerimin dediklerini ve ukalâ bir tavırla dinlediğimi hatırlıyorum ancak zaman insana her şeyi gösteriyor.

Dediğim gibi, bunların hepsi kişisel fikir. Bu nedenle size yüzde yüz uyacağını beklemiyorum. Demek istediğim şeyler birey olmak, kendini bulmak ve hayata hazırlanmak çevresinde daha çok.

Son tavsiyem, yukarıdakilerin hiçbirisi size bir anlam ifade etmiyorsa bile mutlaka ama mutlaka bol bol okuyun. Onca maç izleyen erkeğin arasında yurtta kulaklarıma pamuk tıkayıp okuduğum kitapları hatırlıyorum. Bence üniversite, bir insanın kendini bulduğu en önemli dönemlerden birisi. O yüzden işe sadece eğitim gözüyle bakmayın. Aile kontrolünden sıyrılıp birey olmaya ve gündelik tartışmaları çok da ihmâl etmeden önünüze bakmaya gayret edin derim.


Comments

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *