Mundo Novo, Galata

Mundo Novo, kendi hazırladıkları ürünleri leziz kahveler ile sunuyor. Serdar-ı Ekrem’in hemen başında yer alan bu kafenin en sevdiğim özelliği kapısında otururken kuleyi izleyebilmek. Sokaktan uzak ve izole olmayan yerleri seviyorum. Bir yerlerde soluklanıp kahve içerken hayatına devam eden insanlar hakkında düşünmek ve onları gözlemek en sevdiğim aktivitelerden.

MOC, Osmanbey

Hotel Lasagrada’nın hemen altında yer alan MOC, gerek manzarasıyla gerekse eşsiz kahvesiyle benim için her zaman ayrı bir yere sahip. Diğer şubelerindeki bazı lezzetlerden mahrum olması, tercih etmeye engel değil. Cam kenarından hayatın yetişilemez o hızlı akışını izlerken kahve içmek bir şeylerin farkına varmak için iyi bir fırsat olabiliyor.

Sedona Concept, Yeniköy

Bisiklet satış ve kiralamanın ötesinde, bir şeyler içip yiyebileceğiniz; kahvelerini beğendiğim konsept ‘mağaza’dır. Lokasyonundan ötürü çok fazla zaman geçirdiğim için çalışanları ile belli bir samimiyeti yakaladım ve bunun için ayrıca mutluyum. Bisiklet kiralama imkânı sunması, yedek parça temini ve bakım hizmeti sunması da cabası. Kasanın yanında yer alan magnetler ise harikulâde!

Dreikopf Coffee, Karaköy

Binaların köşelerinde yer alan kafeleri severim. Dreikopf, dört beş ay kadar önce açılmış, Karaköy’ün çiçeği burnunda kahvecilerinden birisi. Çalışanların, yeni olmanın da verdiği heyecanla güler yüzlü ve diyaloga açık olmaları kahvelerinin lezzetini katlıyor. Alınacak bir yolun olduğu aşikâr ancak potansiyelleri beni umutlandırıyor.

Peak Coffee Hub, Sirkeci

Sirkeci’de filmleri banyo için verdiğim sırada bir kahve dükkanına uğrar, sonuçların gelmesini beklerim. Ortalama bir saatlik bu uğrak yerim genelde Brew’dü. 2018’in sonlarına doğru açılan Peak, bu uğrak yerimi değiştirdi. Tramvay yolu üzerinde olduğu için, kapıda oturup kahve içerken hayatın akışını izleyebilmek son derece keyifli. İnsan böyle yerlerde yaşadığını hissediyor ve bir yabancı gibi etrafı […]