Tag: ancient

  • Phaselis, Antalya

    Phaselis, Antalya

    Kaldığımız evden yaklaşık bir saat uzaklıkta yer alan ve üç ayrı limana sahip olan bu antik kent, deniz ticaretiyle zenginleşmiş ve ileri mühendislik örneği su dağıtım sistemleriyle öne çıkmış. Çam ormanlarının dibinde sahilde yer alan Phaselis, M.Ö. 690 yılında Rodoslular tarafından kurulmuş. Komşu kent olan Olympos tarafından korsan talanlarına maruz kalmış ve M.Ö. 43’te Roma İmparatorluğu egemenliğine girmiş.

    Fujifilm X-Pro3, 8mm f3.5

    Phaselis’i ziyaret ettiğimiz esnada ana caddenin taşları diziliyordu ve yer yer çalışmalar devam ediyordu. Tasnif alanı da dahil olmak üzere gezi rotasını engelleyecek bir kısıtlama, en azından bizim ziyaret ettiğimiz esnada yoktu. Hatta kente girişte bir tapınağın belki de yarısı henüz ufak bir tepecikten yeni çıkarılmış vaziyetteydi. Üstelik oldukça da iyi korunmuş görünüyordu.

    Giriş tek sıra ile yapıldığı için Müze Kart’a sahip olmayanların oyalanmasını beklemek durumunda kalıyorsunuz. Biz herhalde bi’ yarım saati olabilecek en sakin günde bile girişte harcadık.

    Aracımızı ağaçların altında gölge bir yere park ettikten sonra kenti gezmeye başladık ve sonrasında şemsiyemizi plaja dikip altında soluklandık. Antik kenti gezdikten sonra sıcak bunalttığı için denize oracıkta girebilmek muhteşem bir deneyimdi. Tarihi eserlerin hemen dibinde bunu yapabilmek sizi hem o dönemlerde yaşanan birçok sahneye götürüyor hem de oldukça özel hissettiriyor. Belki de şu ana kadar gezdiklerim arasında en hoşuma giden deneyimi bu kent sundu.

    Çektiğim bazı fotoğraflar ise şu şekilde…

  • Perge, Antalya

    Perge, Antalya

    Antalya’daki tatilimiz biraz deniz-kum-güneş, biraz da kültürel olsun istedik. Bu nedenle Arkeoloji Müzesi başta olmak üzere yakın civarda bulunan antik kentleri gezmeyi de hedefledik. İki hafta süremiz olduğu için belki birkaç kenti daha görebiliriz diye düşünüyorduk ancak bir yerden sonra tekrara düşmemek ve ara vermek adına bazılarını sonraki seyahatlerimize bıraktık.

    Perge’yi gezmeye karar verdiğimiz gün hava kapalıydı, hatta yağmur yağıyordu. Bu nedenle güneşin tam tepede olmasını umursamayıp yola çıktık ancak vardığımızda havada tek bir bulut parçası dahi kalmamıştı. Çıkardım tişörtümü ve yaklaşık üç saat süren bir eziyet başladı. Tatilin geri kalan kısmını mahvetmemiş olsa da iyi kızarmıştım.

    Diğer antik kentlere nazaran bilgilendirme metni sayısı çok daha azdı. Her ne kadar soğuk içecek ve basit atıştırmalık alabileceğiniz bir dükkan yer alsa da içeride listelenen kitaplar piyasanın yaklaşık beş katı fiyatı. Buna dikkat etmekte fayda var. Ayrıca tuvalet konusunda almamız gereken çok yol var. Bu kadar az insanın olduğu bir günde bile leş gibiydi.

    Perge, şehir merkezinden yaklaşık 15 km. uzaklıkta yer alıyor. Erken Tunç Çağı’na değin geriye uzanan bir birikime sahip şehirde ortaya çıkarılan heykeller Antalya Müzesinde sergileniyor. (Müze hakkında da daha sonra yazacağım.) Şehir, doğu-batı ve kuzey-güney yönünde uzanan iki ana caddeden oluşuyor. Şehir merkezinden kente giderken kullanılan yolun sol tarafında kalan ve oldukça iyi korunmuş bir tiyatrosu bulunuyor. Kente girişte ise bizi ilk olarak yaklaşık 12 bin kişilik bir stadyum karşılıyor.

    Altın çağını Roma İmparatorluğu egemenliğinde yaşamış kent bu dönemde yeniden imar çalışmaları geçirmiş ve bu kamu yapıları ile estetik düzenlemeler o dönemde inşa edilmiş. Son parlak dönemini iste Doğu Roma döneminde yaşamış.

    Kaynak: https://muze.gov.tr/s3/MysFileLibrary/Antalya%20Perge%20%C3%96ren%20Yeri-2f7fbe5d-75f4-4335-9b98-ffaf1a8f3331.pdf

    Fotoğraflar Fujifilm X-PRO3 – 8mm f3.5 ile çekilmiştir.

  • Aizanoi, Kütahya

    Aizanoi, Kütahya

    Yaklaşık iki hafta sürecek Antalya seyahatimizi planlarken yol üstünde bulunan Aizanoi Antik Kenti’ni gezmeye karar verdik. Güneşin en tepede olduğu öğle saatlerinde gezmek pek akıllıca bir hareket değildi ancak tapınağı gördüğümüz an ağzımız açık kaldı. Yer altı cellasına indiğimizde hem büyülendik hem de serinledik.

    Çavdarhisar’da bulunan ve günümüze ulaşan en sağlam Zeus tapınaklarından birisine ev sahipliği yapan antik kentin bilgi alma tabelaları güneşten erimiş ve metinler neredeyse okunamaz hâle gelmişti. Yürürken bir yandan da internetten bilgi edinmek durumunda kalmıştık. Hafta içi ve öğle vakti gittiğimiz için neredeyse bizden başka kimse yoktu. Girişte yolda yapılan çalışmalar nedeniyle oldukça tozluydu. Gezmemiz yaklaşık 3 saat sürdü.

    MÖ 3 bin yıllarına ait yerleşim izlerinin ortaya çıkarıldığı ve Helenistik Dönem’de Bergama ve Bithynia’ya, MÖ 133’de ise Roma egemenliğine giren yerleşim merkezi; tahıl ekimi, şarap ve yün üretimi sayesinde zenginleşmiştir. İlk sikkelerin bu dönemde basıldığı bilinmektedir.

    Selçuklular Dönemi’nde Çavdar Tatarları tarafından üs olarak kullanılmasından ötürü Çavdarhisar ismini almıştır. 1970’lerden bu yana her yıl düzenli olarak kazı çalışmaları devam etmektedir.

    Anadolu’da yer alan en iyi korunmuş Zeus Tapınağı’na, 15 bin kişi kapasiteli tiyatroya ve 13 bin 500 kişilik stadyuma, dünyanın ilk ticaret borsa binasına sahiptir. 8 numaralı blok yazıtta 16-40 yaşında bir erkek kölenin iki eşeğin ücretine, aynı şekilde üç erkek kölenin bir altın fiyatına eşdeğer olduğu belirtilmiştir.

    Kaynakça: https://www.kulturportali.gov.tr/turkiye/kutahya/gezilecekyer/azano-antk-kent

    Fotoğraflar Fujifilm X-Pro3 – 8mm f3.5 ile çekilmiştir.