Tosfed, İstanbul Park’ın işletmesini devraldıktan sonra pistteki ilk resmi organizasyonunu düzenledi. 9-10 Kasım tarihlerinde gerçekleştirilen World RX of Türkiye, serinin son yarışı olması ve şampiyonu belirleyeceği için ayrıca önemliydi. İki günden oluşan etkinliğin sadece cumartesi günü olan ayağına katıldık. Güneşin görünmediği her an tir tir titrediğimiz için pazar günü aynı riski bir daha almak istemedik. Johan Kristoffersson’un yedinci şampiyonluğunu garantilediği yarışı da çıplak gözle izleyebilmiş olduk.
İki günü kapsayan biletlerin fiyatı kişi başı 300 lira, otopark ise iki günlük kullanım için 200 lira olarak belirlenmişti. Bu ülkede asgari ücretin hâli ortadayken bir şeye ucuz demek büyük yüzsüzlük fakat motorsporları gibi organizasyonlar için düşününce fiyatlar görece uygun tutulmuş. Bu sayede özellikle cumartesi günü tribün oldukça kalabalıktı. Pazar günü yarış yayınlarına göz attığımda yağmurun da etkisiyle katılımın az olduğu görünüyordu. Tabii yarış aralarının çok uzun olması da bence bunda bir etkendi.
Parkur pistin son üç virajını ve içerideki toprak alanı kapsayacak şekilde hazırlanmış. Tribün olarak ise Ana Tribün’ün sol kısmı ve hemen sol tarafına kurulmuş Gold Open kısmı belirlenmişti. Üstü kapalı olan Ana Tribün özellikle pazar günü yağmur olduğu için avantajlı olsa da yarışı izlerken Gold Open tarafı daha avantajlı hissettirdi. Asfalt kısımdaki son virajları daha yakından görüyorduk.
Diğer motorsporlarından farklı olarak bu seride hem içten yanmalı hem de benzinli otomobiller aynı anda yarıştı. Özellikle kalkışlarda elektriklilerin görece avantajlı olduğu belli olsa da içten yanmalıların 0-100 hızlanması 2 saniyenin daha altında olduğu için bu fark çok da açılmadı.
Yarış aralarında drift gösterileri gerçekleştirildi. Bir araç, detayını göremesem de aks kırdı ve çekici ile çekilmek zorunda kaldı. Diğer araçlar gösteriye devam etti ve yarış arasındaki boşlukları doldurdu. Bence aradaki boşlukları doldurmak için yeterli değildi çünkü yarışlar arasında ikişer saat vardı. Elbette bir Formula 1 katılımı olmadığı için etkinlik seçeneğinin çok olmamasını anlayabiliyorum ancak daha iyi vakit geçirmek için ekstra bir çaba harcanmamış hissettirdi.
Leave a Reply